Kupa tedavisi, yaklaşık 5000 yıl once eski mısır döneminden beri kullanılan, aynı zamanda Babiller ve Çinliler tarafından kullanılmasının yanında, Arap yarım adasında,İslamiyet döneminde de kullanılan , yardımcı bir tedavi yöntemidir.
Halk arasında bardak çekme olarak da billinen bu yöntem, farklı büyüklükteki kupaların,deride bir vakum etkisi oluşturarak, bölgedeki kan akımını artırma esasına dayanır. Böylece dokulardaki oksijen ve kan miktarı artırılırken, toksin ve karbondioksitin lenf yolu ile atılımı hızlandırılır.
Kupa çeşitleri; Kupa çekme tedavisinin ateşli ve vakumlu olmak üzere iki çeşidi bulunur. Ateşli kupa tedavisinde küçük kupaların içine hızlıca ateş tutulur ve geri çekilir. Alev vasıtasıyla havası boşalan kupa, hızlıca vücudun belli bölgelerine ters vaziyette kapatılır. Böylece vücuttaki kanın, hava basıncının azaldığı bölgeye hücum etmesi sağlanır. İkinci çeşit ise, vakumlu kupa tedavisidir. Bu tedavi çeşidinde ise ateşe gerek kalmadan bardağın içindeki hava vakum eşliğinde boşaltılır ve kılcal damarlardaki kan akışı hedeflenen bölgeye toplanır. Her iki yöntemin de hedefi derialtı dokusundaki mikrosirkülasyonu sağlamak ve böylece dolaşımın daha düzenli hale gelmesine yardımcı olmaktır. Kupa tedavisi; vücuttaki sinir sistemi, iç organlar ile ilgili problemler ve kas-iskelet sistemi problemlerinde oldukça etkin bir başarı yakalamaktadır. Omurilik ağrılarıyla mücadelede büyük fayda sağlamasının yanı sıra kronik yorgunluk ve halsizliğe karşı da tedavi sağlar. Egzama, akne ve sedef gibi cilt hastalıklarının tedavisinde; reflü ve hazımsızlık gibi sindirim sistemi problemlerinde; migren, sinüzit ve hipertansiyon ile mücadelede; depresyon, anksiyete ve uyku bozuklukları problemlerinin tedavisinde kupa çekme tekniği sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir.